İlk ve en önemli soru tabi ki "ne giyeceğim?"
Her ne kadar stada gittiğinizde etrafınızda Reina'ya gitmek üzere hazırlanmış gibi duran bir kaç hatun kişi olacağı kesin olsa da benim tavsiyem mümkün olduğunca rahat ve spor giyinmeniz. Örneğin kargo pantolon ya da kot iyi bir seçim. Şort ve mini eteklerinizi takdir edersiniz ki başka aktivitelere saklamakta fayda var. Üste ise tabi ki varsa forma, yoksa t-shirt, polar, sweat shirt, kazak giyebilirsiniz. Çoğu büyük stadda üstten ısıtma sistemi var. Bu yine de mevsim kışsa, dışarıda ve soğukta olduğunuz gerçeğiniz değiştirmez. Ayakkabı olarak mevsime göre bot, çizme ya da spor ayakkabı önerilir. Dikkat edin, ayağınıza basacak pek çok kişi olacak ve muhtemelen maçın çoğunu ayakta izleyeceksiniz (biletinizin bulunduğu bölgeye göre değişiklik gösterebilmekle beraber pek çok kişi koltuğa oturmak yerine, üzerinde ayakta durarak maçı izler). Çanta almakta sakınca yok ama benim tavsiyem, rahat etmek istiyorsanız almayın. Kargo pantolonunuzun cepleri bu günler için.
Stada girerken
Maçı İsveç'te izlemiyorsanız bunu yapmayın |
Maça girerken, biletinizin olduğu kategoriye de bağlı olarak, ciddi bir kalabalığın içerisinde sıra
beklemeniz gerekecek. Maçtan yarım-bir saat önce veya maç başladıktan 10-15 dakika sonra girişler tenhalaşır. Bir erkeğin 2.yi tercih etmeyeceği açık. Sevgilinizin iriliğine göre maç başlamadan 10-15 dk önce de girebilirsiniz.
O muhtemelen bu konuda tecrübeli olacaktır, ama mümkün mertebe liseli aşıklar gibi el ele sıraya girmekten kaçının... Sevgilinizin (nam-ı diğer body guardınızın) önünde durmak en doğru seçim. Merak etmeyin, en azından İstanbul'da insanlar aileleriyle maça gelenlere alışık, çoğunluk size normalde sokakta karşılaşsanız davranacaklarından daha kibar yaklaşacaktır. Yine de tedbirli olmakta fayda var.
Stada özellikle bozuk para ve çakmakla giremezsiniz. O yüzden bozuk paralarınızı evde bırakın. Ve evet tebrikler doğru tahmin: etraftaki onlarca çekirdek satıcısının bozuk para ile maça giremeyeceğinizden haberi var... Sevgiliniz sigara içiyorsa ve de çakmağını mutlaka içeri sokmak gibi bir fantazisi varsa, masum görünütünüzden ötürü size verecektir. Eh şansınız %50, artık kimse bu numaraları yemiyor.
İçeri girince genelde sağ tarafta duran kadın polise yönlendirileceksiniz. Ve şaşırmayın, hava alanında bile denk gelmeyeceğiniz titizlikte bir aramadan geçeceksiniz... Gıdıklanıyor ya da huylanıyorsanız hazırlıklı olun. Aynı arama turnikelerden geçtikten sonra da tekrarlanacak.
Maç rituelleri
Tebrikler stada girdiniz, şimdi birkaç ritüeli bilmenizde fayda var:
-Çekirdek mi, nasıl yani?: Evet stadın %50'si çekirdek çitliyor, şaşırmayın...
-Yumruk show: Maç başlamadan makul bir süre önce geldiyseniz yepyeni bir coşku ile tanışmaya hazır olun. Özünde, sahada ısınan takım oyuncularının tek tek anons edilip seyirciyi selamlamasından ibaret olan bu doğa olayını yerinde gözlemleyebilirsiniz.
- İstiklal Marşı: Tıpkı okul günleri gibi maç başlamadan önce hep meraber marş söylüyoruz...
-Tepemden inen birşey var, bu ne?: Paniğe mahal yok... Muhtemelen dev bir bayrak veya pankart açılıyordur. Ya siz de elinizle pankartın başınızın üstünden geçmesine yardımcı olun ya da kıpırdamayın, o geçer. Merak etmeyin maç boyunca orada kalmayacak, birazdan geldiği gibi gidecek.
-Temel iletişim yolu olarak "ıslık", "yuhalama" ve "alkış": Oldukça basit, top rakip takıma geçtiğinde ıslık ya da yuhalamak (dikkat dağıtmak için), sizinkiler iyi posizyon yakalığında ya da hakem lehinize bir karar verdiğinde ise alkışlamak vermeniz gereken basit 3 tepki. Bunları yaparsanız ortama hemen uyum sağlamış olursunuz. Ha dilerseniz ıslık yerine her türlü küfür, sevinç gösterisi olarak birbirinin üzerine atlamak gibi etkinliklerle, ortama iyice ısınmanızı engelleyen bir durum yok...
-Gol olunca: Yandaki gaza gelmiş delikanlının boynunuza atlaması düşük bir ihtimal ama yine de var, bu nedenle mümkün mertebe vakit kaybetmeden sevgilinize sarılın (önce golü atanın rakip takım olmadığına emin olun)... Golden sonraki sevinç durulunca, golü atan futbolcunun soyadı anons edilir, stadda ismi ile cevap veririr, şaşırmayın.
-Atkının önemi: Takımınızın renklerinde bir atkı kendinizi maçın atmosferine kaptırmanıza yardım için şahane bir aksesuar olacaktır. Sadece diğer taraftarlara bakın ve yaptıklarını yapın.
Son birkaç tüyo:
-Biletin stadın hangi bölgesinden olduğunu öğrenin. Kale arkasıysa bir bahane bulun ve gitmeyin; bu kısımlar genelde "ateşli" ve "haraketli" taraftarlardan oluşur, adrenalin bağımlısı değilseniz daha sakin bölgeleri tercih edin, genelde orta sahaya yakın bölgeler ve alt tribün buna uygundur.
-Çok büyük ve adrenalini yüksek bir topluluktan bahsediyoruz, bu yüzden her an arbade çıkabileceğini unutmayın, fazla ajite gruplardan uzak durun.
-İyi haber stadda sigara içebilirsiniz. Yanınıza kibrit alın.
-İzleyicilerin %90'ı ve görevlilerin tümü kadın izleyicilere çok nazik davranır, bu nedenle endişe etmeyin ama yine de dikkatli olun.
-Tuvalete gitmeniz gerekiyorsa maç esnasında sevgilinizi rahatsız etmeyin... Kendiniz gidebilirsiniz.
-İçeride yiyecek, içecek satılıyor tahmin edebileceğiniz gibi... Sadece belirli markalarla anlaşma yapıldığı için çeşit az, illa şu marka su isterim diye tutturmayın... ("evian olmazsa ağzıma koymam tatlım" repliği için doğru bir mekanda değilsiniz)
Ve son olarak
Futbolu biraz olsun seviyorsanız, stadda maç izlemek son derece eğlencelidir. Özellikle derbiler eşsiz bir deneyim olabilir. Bu arada sizin veya sevgilinizin içinden her an bir holigan fırlayabilir, bu onu ve kendinizi tanımanız için şahane bir fırsat olabilir. O yüzden çıtkırıldım olmayın, bir kere olsun mutlaka deneyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder