5 Mart 2013 Salı

Surrogates, Ayşe Arman ve Listag Aktivistleri

En sevdiğim filmlerden biridir Surrogates - Suretler. Insanların hayvandan ayrışmasının ve sosyalleşmesinin getirdiği binlerce yıllık laneti anlatır . Bir yanda göstermek istediğimiz ve arkasına saklandığımız yüzümüz, bir yanda gerçek benliğimiz.

"Ya göründüğün gibi ol ya olduğun gibi görün" bir erdemden ziyade bir lüks ve cesaret savaşı modern insan için. En gelişmiş savunma mekanizmamız sosyal hayattaki suretlerimiz çünkü. En anarşistimiz bile toplumda az çok kabul edilmiş bir suret yatarmak için yıllarca çabalar.

Ve kimse bir diğerinin gerçek yüzünü de görmek istemez aslında. Hele ki çok sevdiklerinin. Kendi gerçekliğiyle yüzleşip kendini affetmeyi öğrenenemiş biri karşısındakini nasıl olduğu gibi kabul edebilir ki?  Belki anne-babalar evlatlarını...

O yüzden hayranlıkla okudum Ayşe Arman'ın LİSTAG aktivistleri ile ilgili yazı dizisini. Kimse aldanmasın, zor olanı yapmak  herkese zordur. Onlar da ancak hepimiz kadar cesur. Gerçek insanlar onlar da, film kahramanı değil. Ama onlar mücadele etti, muhtemelen yaşadıkları her gün de edecekler.

Ben yapabilir miydim? Dürüst olmam gerekirse bilmiyorum. Sadece düşününce çok korktum. Utanıyorum ama asla böyle bir durumla yüzleşmek zorunda kalmamayı diledim. "Cesur", "açık fikirli", "eşitlikçi" sandığım kendimi tekrar tanıdım. "Suretimden" bir kaç parça daha düştü.

Klişe gibi görünse de gerçekten ama gerçekten en cesaret isteyeni, kendi kafamıza yıllarca büyük bir özenle nakşettiğimiz, aynaya her baktığımızda gördüğümüz sureti kazımak. İşin ironik yanı, ne kadar ince çalışsak da beyhude. Bize her bakan, kendi olmuşluğunca başka bir suret görür. O zaman bunca yorulmak niye?

"Suretler" den sıyrılışın hayal edilebilecek en somut haliydi bu hikayeler. Umarım hepimize  cesaret verir. Tüm bunların yanında "güçlü", "akıllı", "mazbut", "işkolik", "mutlu", "sosyal".... mış gibi olmayı bırakmak, sevmediğimiz işlerden, eşlerden, kimliklerden, etiketlerden sıyrılmak, yapanı anlamak çok mu imkansız?



2 yorum:

Tugce dedi ki...

Esra kalemine saglik

Unknown dedi ki...

Teşekkürler Tuğçe!